TEKFEN MÜHENDİSLİK
TEKFEN MÜHENDİSLİK
AUTODESK MÜŞTERİ BAŞARI HİKÂYELERİ
Share this story
İstanbul’da hayata geçirilen Çekmeköy – Sancaktepe – Sultanbeyli (ÇSS) metro hattının tasarım müellifi olarak hizmet veren Tekfen Mühendislik, BIM uzmanlığına sahip Metro Projeleri ekibinin önderliğinde, projenin verimli bir şekilde tamamlanmasını sağladı.
Görsel: Tekfen Mühendislik
Tekfen Mühendislik bünyesindeki yüzlerce mühendis, mimar ve tasarımcı, farklı yapı alanlarında uzmanlaşmış ekiplere ayrılmış durumda. Bu ekiplerden biri de Altyapı ve Ulaştırma Departmanı içerisinde konumlanan Metro Projeleri Grubu.
Altyapı ve Ulaşım Projeleri Direktörü Aytan Ediz, tasarım müellifi olarak hizmet verdikleri İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ait metro projelerinin, BIM uygulamalarında deneyimli ve Belediye tarafından şart koşulan LOD 400 standartlarına hâkim mühendis ve mimarlardan oluşan Metro Projeleri Grubu tarafından yürütüldüğünü belirtiyor. İnşaat sektöründe 40 yıla ulaşan bir mühendislik deneyimine sahip olduklarını vurgulayan Ediz, “Metro projeleri, raylı sistem projeleri içerisinde, en zorlu ve en karmaşık olanlarıdır. BIM yaklaşımıyla oluşturulmuş dijital bir ikiz üzerinde tüm sorunların baştan görülüp çözülmesi, yapım sürecinin başarıyla tamamlanabilmesi için zorunludur” diyerek, Metro Projeleri Grubu’nun üstlendiği görevin önemine dikkat çekiyor.
Görsel: Tekfen Mühendislik
Raylı Sistemler Departman Müdürü Hüseyin Aytuğ, Metro Projeleri Grubu’nun, Çekmeköy – Sancaktepe – Sultanbeyli metro projesinin bütün tasarım kalemlerinden birinci derecede sorumlu olduğunu belirtiyor. Projenin tasarım müellifi olarak görev alan ve yaklaşık 60 kişiden oluşan ekip, akla gelebilecek tüm mühendislik disiplinlerinden uzmanlar ve mimarlardan oluşuyor. Tasarım ve yapım aşamalarında yer alan farklı altyüklenicilerle koordinasyonu, ana tasarımcı olarak yine bu ekip sağlıyor. Hüseyin Aytuğ, “Projenin tüm katmanlarıyla dijital bir ikizini yaratan mühendis ve mimarlarımız, en gelişmiş BIM (Building Information Modelling) ve doküman yönetim sistemlerini kullanıyorlar” diyor.
“Grubumuz, Çekmeköy - Sancaktepe - Sultanbeyli projesinin tasarımları için entegre BIM uygulamaları içeren Autodesk AEC Collection platformunu ve bulut altyapısı Autodesk Cloud Construction’ı (ACC) kullanıyor,” diyen Metro Projeleri Grup Lideri Serdar Kaya, AEC içerisinde yer alan yazılım ve araçlardan başta Revit, Civil 3D, Navisworks Manage olmak üzere Infraworks, Robot Structural Analysis, Desktop Connector gibi uygulamaları ve Dynamo kodlarını sık sık kullandıklarını belirtiyor.
Autodesk Cloud Construction ile de farklı lokasyonlarda çalışan ekip üyelerinin bulut ortamında tek model üzerinden çalışması sağlanmış. Ayrıca, işveren İBB ve proje paydaşları için hazırlanan sunumlar da yine bu platform üzerinde gerçekleştiriliyor.
“Metro projelerinde donatı ve kalıp paftalarının oluşturulması çok zaman alan, ciddi işgücü gerektiren işlerdir” diyen Kaya, sözlerine şöyle devam ediyor: “Çekmeköy - Sancaktepe - Sultanbeyli projesinde LOD 400 standartlarına uygun tasarım şartının yanı sıra tasarım alternatiflerinin de çalışılması, süreci daha da uzatıyordu. Projede zamanı daha verimli kullanabilmek için teknolojinin sunduğu olanaklardan en üst seviyede yararlanmaya özen gösterdik. Bu doğrultuda ekibimizdeki tüm disiplinlerden mühendis ve mimarlarımız, modellerini Revit üzerinde üç boyutlu olarak tasarladılar.”
Görsel: Tekfen Mühendislik
Serdar Kaya, yapısal disiplin ekibinin Revit’te yapısal modelleri oluştururken bir yandan da donatıları modellediğine, bu sayede geometri değişimleri, malzeme değişimleri ve donatı açılım paftalarının oluşturulmasının kolaylaştığına değiniyor. Ekip bu süreci hızlandırmak için Dynamo kodlarından da yararlanmış. Kaya bu konuya dair şöyle söylüyor: “Donatı çizimleri için kendi kütüphanemizi oluşturduk. Dynamo’yu kullanarak bu kütüphane ile donatı model elemanlarını eşleyen ve donatı çizimlerini üreten bir kod yazdık. Bu sayede her değişiklikte metrajların tekrar tekrar çıkarılmasının ve çizimlerin sıfırdan yapılmasının önüne geçtik. Bu bize ciddi bir zaman ve işgücü tasarrufu sağladı.”
Görsel: Tekfen Mühendislik
Projenin güzergâh projesi, güzergâh ekibi tarafından Civil 3D’de gerçekleştirilmiş. Metro Projeleri Grup Lideri Serdar Kaya, “Güzergâh ekibimizin Civil 3D’de oluşturduğu metro güzergahı projesini kullanarak, yine Revit içerisinde bütün metro tünellerini ve tünel içerisinde yer alan hat üstyapı elemanlarını modelledik” diyor. Bu ifadeler, ekibin disiplinler arası koordinasyonu BIM yaklaşımıyla adım adım nasıl sağladığını da ortaya koyuyor.
Çekmeköy - Sancaktepe - Sultanbeyli Metrosu Proje Koordinatörü Barış Özgürcan Pozantı, Navisworks Manage uygulamasını kullanarak model elemanlarını setlere ayırdıklarını ve çakışma analizlerinde bu setlerden yararlanıldığını vurguluyor ve ekliyor: “Böylece projenin farklı aşamaları için değişen hassasiyette kontrol sağlamamız ve her noktada optimum kaliteyi yakalamamız mümkün oldu.”
Görsel: Tekfen Mühendislik
Pozantı, mimari tasarımlarda maksimum düzeyde Revit kullanımına ulaştıklarına şu sözlerle dikkat çekiyor: “Çekmeköy - Sancaktepe - Sultanbeyli projesinde imalata girebilecek her detayı Revit ortamında modelliyoruz. Bu bize başta elektromekanik olmak üzere disiplinler arası koordinasyon konusunda büyük kolaylık sağlıyor. Asıl önemlisi, bu sayede projenin tüm mimari detaylarında metrajların yüzde yüz doğru çıkarılması mümkün oluyor.”
Görsel: Tekfen Mühendislik
Pozantı, istasyon iksalarını, çevre yapılarıyla çakışmaları analiz ederek Revit üzerinde modellediklerini belirtiyor. “Böylece disiplinler arası koordinasyonu sağlayarak, iksa elemanlarının tünellere zarar vermesinin ve bu konuda yaşanabilecek yeniden yapımların önüne geçtik” diyen Pozantı, projenin her katmanında BIM yaklaşımının titizlikle devam ettirildiğini vurguluyor.
Pozantı, “Temel olarak, geometrik mimari, yapısal, elektrik-elektronik ve mekanik disiplinlerini bir araya getirdiğimiz koordinasyon modellerimiz var. Koordinasyon modellerimizi Navisworks’te inceliyoruz ve çakışma analizlerimizi gerçekleştiriyoruz. Bu analizler sonucunda, disiplin içi ve disiplinler arası çakışmaları görebiliyoruz. Önem sırasına göre elemanların kaydırılması veya düzenlenmesi gibi işlemleri ekiplere iletiyoruz.
Bu, koordinasyonun tasarımcı tarafındaki boyutu. Bir de müşavir ve yüklenici aracılığıyla işverenle muhatap olduğumuz bir başka boyut var. Bu noktada ACC bulut altyapısını kullanıyoruz. İşveren ve müşavir, ACC altyapısında model içerisinde gezerek revizyonları iletiyor, biz de bu revizyonları modeller üzerinde hayata geçiriyoruz,” diyor.
Pozantı, ACC üzerinde gerçekleştirilen sunumların yanı sıra kendilerinin geliştirdikleri bir add-in yazılım sayesinde, her hafta başında en güncel modellerin işverenle, müşavirle ve yükleniciyle paylaşıldığına dikkat çekiyor. “Proje kapsamında, mimari, mekanik veya diğer disiplinlerdeki ekiplerden spesifik istekler gelebiliyor” diyen Pozantı, bu taleplere de Dynamo kodları ile cevap verebildiklerini örneklerle açıklıyor: “Örneğin kolon numaralarının düzenlenmesi veya tuğla duvarlardan geçen mekanik ekipmanların yerlerinin gösterilmesi gibi çalışmalar için yazmış olduğumuz Dynamo kodları var. Bu sayede iş süreçlerini ve iş akışlarını olabildiğince kolaylaştırmayı, verimli hale getirmeyi hedefliyoruz.”
Görsel: Tekfen Mühendislik
Ekip, şantiye faz planlamasını da Revit üzerinden gerçekleştiriyor. Bu noktada işin içine verileri birleştiren ve bağlayan InfraWorks yazılımı da giriyor. Böylece Revit, Navisworks ve InfraWorks’ün birlikte kullanıldığı bir iş akışı ile en doğru tasarım kararlarının alınması sağlanıyor. Barış Özgürcan Pozantı, “Bu sayede, şantiye alanının, mevcut altyapılarla, planlanan teknik ya da yapısal durumla, geçici kazı destek yapıları ve kalıcı yapılarla olan ilişkisini yüksek doğruluk payıyla görebiliyoruz,” diyor. Kurumlardan alınan saha verilerinin genellikle düşük doğrulukta olduğunu belirten Pozantı, sahaya gidildiğinde sürprizler yaşanabildiğine de dikkat çekiyor ve ekliyor: “Üç boyutlu modeller gerek şantiye planlaması sırasında gerekse şantiye planlamasından sonra ortaya çıkan altyapıların deplase edilmesini gerektiren durumlarda, herkese ciddi zaman kazandırıyor. Elimizde her detayda modeller olunca yapmamız gereken tek şey, kurumdan alınan saha verisini üç boyutlu olarak Revit’le işlemek ve koordinasyonu buradan devam ettirmek. İmalat başlamadan önce sahada araştırma kazılarıyla gerekli tespitler sağlandığı için kurumlardan gelen saha verilerini de doğru şekilde revize etmek mümkün oluyor. Onlar da verilerini güncellemiş oluyorlar. İBB’nin talebiyle başlayan bu çalışma biçimini artık diğer projelerimiz için de standart hale getirdik.”
Görsel: Tekfen Mühendislik
Bugün gelinen noktada, toplamda sekiz istasyondan oluşan projenin ilk beş istasyonunun 2024 yılının ilk çeyreğinde açılması ve İstanbulluların hizmetine sunulması hedefleniyor. Altyapı ve Ulaşım Projeleri Direktörü Aytan Ediz, projenin tasarım müellifi olarak üstlendikleri görevi hakkıyla yerine getirebilmek için Metro Projeleri Grubu’nda yer alan mühendis ve mimarların teknoloji kullanımında eriştikleri uzmanlığa ve sahip oldukları teknoloji altyapılarına güvendiklerini vurguluyor. Aytan Ediz, “Autodesk, ekiplerimizin teknoloji uzmanlığında eriştikleri bu gücü sürdürülebilir kılmamızda önemli rol oynuyor,” diyor.
Büyük zihinler harika araçlarla inanılmaz başarılara ulaşabilir.